Güneş Masalı

Mine Kaya 469 Okuma Süresi: 3 dk Masal Oku
Güneş Masalı

Bir gün gökyüzünün en yüksek yerinde hepimizin tanıdığı kocaman, sıcacık bir dost yaşarmış: Güneş.

Güneş her sabah doğar, dünyayı aydınlatır, çiçekleri uyandırır, kuşların şarkı söylemesine sebep olurmuş. Ama aslında kimse Güneş’in yalnız olduğunu bilmezmiş. Çünkü herkes onun ışığını görür, ama kimse onun kalbini göremezmiş.

Bir sabah Güneş, ışıklarını yeryüzüne yayarken kocaman bir iç çekmiş:

“Herkesi aydınlatıyorum ama kimse beni anlamıyor…”

Bu iç çekişi gören küçük bir bulut hemen yanına gelmiş.

“Merhaba Güneş! Niye üzgün görünüyorsun?” demiş pamuk gibi yüzüyle.

“Bütün gün ışıldıyorum, bütün gece dinleniyorum ama kimse bana ‘Nasılsın?’ diye sormuyor.”

Bulut düşünmüş taşınmış:

“O zaman senin için aşağıya ineyim, insanlara söyleyeyim. Belki sana dost olurlar.”

Böylece Bulut yeryüzüne doğru süzülmüş. İlk olarak büyük bir çiçeğe konmuş.

“Çiçek kardeş, Güneş kendini yalnız hissediyor.”

Çiçek yapraklarını sallamış:

“Aaa, biz onu çok seviyoruz! Onsuz açamayız ki. Ona teşekkür etmeyi hiç düşünmedik mi yani?”

Çiçek, ertesi gün Güneş doğduğunda yüzünü ona çevirmiş ve seslenmiş:

“Teşekkür ederim Güneş! Sen olmasan ben açamazdım.”

Güneş şaşırmış:

“Biri bana… teşekkür mü etti? Ne güzel bir duyguymuş bu!”

Ama içindeki yalnızlık hâlâ geçmemiş. Çünkü sadece teşekkür edilmek değil, gerçek dostluk da istiyormuş.

O sırada ormanda yaşayan bir çocuk varmış: adı Elif. Elif her sabah uyanır, penceresinden gökyüzüne bakar, Güneş’e el sallarmış. Fakat o gün Güneş’in ışığı biraz solukmuş.

Elif merakla göğe seslenmiş:

“Merhaba Güneş! Bugün neden solgunsun?”

Güneş ilk kez bir insanın kendisine soru sorduğunu duyunca heyecandan ışıkları parlamış.

“Sen… bana mı seslendin küçük kız?”

“Evet! Benim adım Elif. Senin ışıkların olmadan oyun oynayamam. Ama bugün sanki biraz mutsuzsun.”

Güneş, Elif’in bu sözleri karşısında duygulanmış.

“Doğru söyledin. Ben herkesi aydınlatıyorum ama kimse bana arkadaşlık etmiyor. Yalnız hissediyorum.”

Elif gülümsemiş:

“O zaman ben senin arkadaşın olurum! İstersen her sabah sana günaydın derim, her akşam da iyi geceler.”

Güneş göz kamaştıran bir sevinçle parlamış:

“Gerçekten mi? Benimle arkadaş olmak ister misin?”

“Tabii ki! Arkadaşlar birbirini mutlu eder.”

O günden sonra Elif ile Güneş her sabah konuşmaya başlamış. Elif okula giderken Güneş ona yol göstermiş. Elif oyun oynarken Güneş ışıklarıyla etrafını aydınlatmış. Ama bir gün büyük bir kara bulut gökyüzünü kaplamış.

“Güneş artık parlamayacak! Onu sonsuza kadar saklayacağım!” diye gürlemiş Kara Bulut.

Elif korkmuş:

“Hayır! O benim arkadaşım, onu alamazsın!”

Kara Bulut koca gövdesini yaymış, gökyüzünü simsiyah yapmış. Dünyada kuşlar şarkı söylemeyi bırakmış, çiçekler kapanmış.

Güneş ise içeride hapis kalmış, çaresizce seslenmiş:

“Elif! Duyuyor musun beni? Buradayım ama ışığımı gönderemiyorum.”

Elif gözlerini göğe dikmiş ve kararlı bir sesle bağırmış:

“Merak etme Güneş! Ben seni kurtaracağım.”

Elif, ormanın derinliklerine gidip bilge bir kaplumbağayı bulmuş.

“Bilge Kaplumbağa, Kara Bulut Güneş’i hapsetti. Onu nasıl kurtarabilirim?”

Kaplumbağa yavaşça konuşmuş:

“Cesaret ve dostluk ışığı, en güçlü silahtır. Eğer gerçekten dostun olduğunu gösterirsen, Kara Bulut çözülür gider.”

Elif düşündü. Sonra koşarak köye dönmüş, bütün çocukları toplamış:

“Arkadaşlar! Güneş bizim dostumuz. O bizi ısıtıyor, aydınlatıyor. Gelin hep birlikte ona seslenelim!”

Çocuklar hep bir ağızdan göğe bağırmış:

“Güneş! Biz seni seviyoruz!”

Bu sözler göğe yükselince Kara Bulut çatırdamaya başlamış.

“Hayır! Bu kadar sevgiyi durduramam!” diye gürlemiş.

Ve sonunda parçalanıp dağılmış. Güneş yeniden gökyüzünde parıldamış, ışıklarını her yana yaymış.

Güneş gözyaşları gibi parıldayan ışıklarıyla Elif’e seslenmiş:

“Sen gerçek bir dostsun. Beni yalnızlıktan kurtardın.”

Elif gülümsemiş:

“Dostluk paylaştıkça büyür, Güneş. Sen hep yanımızdaydın, biz de senin yanında olacağız.”

O günden sonra Güneş artık hiç yalnız hissetmemiş. Çünkü biliyormuş ki, yerdeki insanlar, çiçekler, kuşlar ve en önemlisi küçük Elif onun gerçek dostuymuş.

Ve gökyüzünde parlayan her ışık, aslında Güneş’in sevinç gözyaşlarıymış.

Yazıyı Paylaş: