Elma Masalı

Mine Kaya 382 Okuma Süresi: 4 dk Masal Oku
Elma Masalı

Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarların en güzel ormanlarından birinin derinliklerinde, rengârenk çiçeklerle bezeli küçük bir köy varmış. Bu köyün adı Elmalar Köyüymüş. Köy, adını civarındaki büyülü elma ağaçlarından almış. Bu ağaçlar her mevsim elma verir, ama sıradan elmalar değil: gümüş kabuklu, altın sarısı, gökkuşağı renkli elmalar...

Köyde yaşayan herkes elma yetiştiricisiymiş. Ama içlerinden biri, küçük Mira, elmalara herkesten farklı bir sevgiyle bağlıymış. Her sabah uyanır uyanmaz elma ağaçlarının yanına koşar, onlarla konuşur, yapraklarını okşar, elmalara şarkılar söylermiş.

Bir gün Mira, ormanda diğerlerinden farklı, ışıltılı bir ağacın altında parıldayan bir elma görmüş. Elma sanki kalp şeklindeymiş ve her dokunuşta bir tını çıkartıyormuş.

"Vay canına! Sen kimsin böyle?" demiş Mira şaşkınlıkla.

Elma hafifçe titreşmiş ve incecik bir ses çıkmış:

"Ben Kalp Elmasıyım. Sadece içi sevgiyle dolu biri beni görebilir. Senin kalbin saf olduğu için sana göründüm."

Mira gözlerini ovuşturmuş.

"Sen... konuşabiliyor musun? Gerçek misin?"

"Evet," demiş Kalp Elması. "Ama bana dokunmadan önce bir yolculuğa çıkman gerekiyor. Elmalar Ülkesi tehlikede. Beni kurtarabilirsen, hem ülkeyi hem de köyünü kurtarırsın."

Mira bir an duraksamış. Ailesi, arkadaşları, köydeki elma ağaçları... Hepsi gözünün önünden geçmiş.

"Ne yapmam gerekiyor?" diye sormuş kararlı bir sesle.

"Cesaretini ve kalbindeki sevgiyi al. Korkmadan Elmalar Ülkesi’ne yürü. Yol boyunca sana rehberlik edecek biri var."

O anda, bir ağacın gövdesinden küçük bir sincap fırlamış. Gözleri parlak, kuyruğu kabarık, enerjik mi enerjik bir sincap:

"Ben Poti!" demiş neşeyle. "Sana yardım etmeye geldim. Hemen yola çıkmalıyız!"

Ve ikisi birlikte bilinmeyen yollara doğru yürümeye başlamışlar...

Yolculukları boyunca birçok yerden geçmişler. Önce, Sızlayan Yapraklar Vadisi'ne uğramışlar. Orada her yaprak fısıltıyla konuşuyormuş. Mira dikkatlice dinlemiş:

"Bir zamanlar sevgiyle büyütülürdük, ama şimdi kimse şarkı söylemiyor bize..."

Mira hemen başlamış:

"Güzel yapraklar, duyun sesimi,
Neşeniz gelsin geri!
Elmalar gülümserse eğer,
Yeryüzü olur şenlik yeri!"

Yapraklar yavaşça kıpırdanmış ve vadide melodi yankılanmış. Vadi yeniden canlanmış.

"Senin kalbin gerçekten ışıldıyor, Mira!" demiş Poti.

Daha sonra, Gölgeli Elmalar Bahçesi’ne varmışlar. Bu bahçede elmalar kararmış, mutsuz ve suskunmuş.

Bir ağacın altında yaşlı bir baykuş oturuyormuş. Gözleri yorgun, tüyleri dökülmüş.

"Buraya kadar geldiniz demek," demiş baykuş. "Ama kalbinizde karanlık varsa geçemezsiniz."

"Karanlık yok içimizde," demiş Mira, "sadece endişe var. Sevdiklerimi özledim. Ama pes etmeyeceğim."

Baykuş göz kırpmış:

"Gerçek sevgi sadece neşe değil, cesarettir de... Geçebilirsin."

Sonunda, Elmalar Ülkesi’nin kapısına ulaşmışlar. Büyük taş bir kapının üzerinde, dev bir kalp motifi varmış. Ama kilitliymiş.

"Kapıyı açmak için ne yapmalıyım?" diye sormuş Mira.

"Kalbinden gelen bir şeyi feda etmen gerek," demiş Poti. "Yani en çok değer verdiğin duyguyu paylaşmalısın."

Mira elini kalbine koymuş. Bir an düşünmüş. Sonra gözlerinden bir damla yaş süzülmüş.

"Anneme olan sevgimi veremem... Ama onun bana söylediği bir ninniyi paylaşabilirim."

Ve başlamış yavaşça söylemeye. Ninni bitince kapı ağır ağır açılmış. İçerisi tamamen sessizmiş. Kuru ağaçlar, solmuş çiçekler, yerde çatlamış elmalar...

Tam ortada Kalp Elması'nın dev versiyonu, solgun ve çatlamış bir halde duruyormuş.

"Burası... çok üzgün," demiş Mira. "Neler oldu sana?"

Elma çatlağından cılız bir sesle konuşmuş:

"İnsanlar beni unuttu. Sevgiyle değil, hırsla yaklaştılar. Kendimi sakladım ama gücüm tükeniyor..."

Mira, küçük Kalp Elması’nı cebinden çıkarmış.

"Seni getirdim," demiş. "Senin parçan bu. Tekrar bütün olabilirsiniz."

İki elma birleştiğinde gökyüzü bir anda parlamış, ağaçlar filizlenmiş, toprak çatlamış ve rengârenk elmalar patlamış gibi çıkmış ortaya. Tüm ülke yeniden canlanmış.

Kalp Elması gür ve sevgi dolu bir sesle konuşmuş:

"Mira, senin sevgin gerçek ve saf. Sayende Elmalar Ülkesi kurtuldu. Köyüne dönmeden önce bir dilek dile!"

Mira düşünmeden cevaplamış:

"Köyümdeki herkes, bir gün senin güzelliğini görebilsin. Her çocuk bir ağaçla arkadaş olsun!"

Kalp Elması gülümsemiş:

"Dileğin kabul. Artık her yıl bir gün, elmalar şarkı söyleyecek. O günü kutlayacaksınız: Elma Bayramı!"

Mira köyüne döndüğünde herkes onu merakla bekliyormuş. Bir anda elma ağaçları melodilerle dolmuş, dallarından parlak meyveler sarkmış.

Köylüler sevinç içinde toplanmış. Mira anlatmış olan biteni. Herkes ağlamış, gülmüş, sarılmış.

O günden sonra her yıl, Elma Bayramı yapılmış. Çocuklar ağaçlarla konuşmuş, büyükler eski masalları anlatmış. Kalp Elması’nın hikâyesi nesilden nesle aktarılmış.

Ve Mira? O büyümüş, ama kalbi hep çocuk kalmış. Her sabah elma ağaçlarına şarkılar söylemeye devam etmiş.

Çünkü gerçek sevgi, bir elma kadar sade, ama bir ülkeyi kurtaracak kadar güçlüymüş.

Yazıyı Paylaş: