Bulut Pofuduk ve Uyuyan Dünya Masalı

Mine Kaya 5 Okuma Süresi: 3 dk Bebek Masalları
Bulut Pofuduk ve Uyuyan Dünya Masalı

Uzak ama çok da uzak olmayan bir gökyüzünde, pamuk şekerine benzeyen yumuşacık bir bulut yaşardı. Bu bulutun adı Pofuduktu. Pofuduk diğer bulutlara benzemezdi. O, gökyüzünde en yavaş gezen, en nazik hareket eden, en sessiz fısıldayan buluttu. Rüzgâr estiğinde savrulmaz, güneş gülümsediğinde parlamaz, yağmur vakti geldiğinde bile sadece minicik damlalar bırakırdı. Çünkü Pofuduk’un en büyük görevi vardı: dünyadaki bebekleri sakinleştirmek.

Pofuduk her sabah, güneş henüz uyanırken gözlerini açar, aşağıdaki dünyaya bakardı. Evlerin çatılarından çıkan dumanları, pencerelerden süzülen ışıkları, beşiklerde kıpırdayan minik ayakları izlerdi. Kalbi her baktığında biraz daha yumuşardı.

Bir sabah, gökyüzü her zamankinden daha sessizdi. Kuşlar bile fısıltıyla ötüyordu. Pofuduk bunun bir işaret olduğunu hissetti.

— Bugün bir bebeğin bana ihtiyacı var, dedi kendi kendine.

Aşağıda, küçük bir evin içinde, minik bir beşikte Maviş adında bir bebek uyanıktı. Gözleri açıktı ama uykusu gelmiyordu. Elleri havada dolaşıyor, minik ayakları battaniyeyi itiyordu. Annesi usulca yanına geldi, saçlarını okşadı.

— Hadi güzel bebeğim, gözlerini kapat, dedi yumuşak bir sesle.

Ama Maviş sadece gözlerini daha da açtı.

Pofuduk bunu gördü. Yavaşça alçalmaya başladı. O kadar yavaş indi ki, rüzgâr bile fark etmedi. Pencerenin önüne geldi, camdan içeri baktı. O anda Maviş de yukarı baktı. Göz göze geldiler.

— Merhaba minik kalp, dedi Pofuduk fısıltıyla.
— Ben gökyüzünden geldim.

Maviş konuşamazdı ama gözleri parladı. Küçük bir gülümseme belirdi.

— Sen uyumakta zorlanıyorsun, değil mi? diye sordu Pofuduk.
— Merak etme, buradayım.

Pofuduk pencerenin aralığından içeri süzüldü. Odaya girince her şey biraz daha sessizleşti. Saatin tıkırtısı yavaşladı, perdeler durdu, ışık yumuşadı.

O sırada beşiğin kenarında duran Oyuncak Ayıcık Dodo başını kaldırdı.

— Sen de kimsin? dedi Dodo.
— Ben Maviş’i korurum.

— Ben Pofuduk, dedi bulut.
— Ben uyku getiririm, sakinlik taşırım. Birlikte çalışabilir miyiz?

Dodo gülümsedi.

— Elbette, dedi.
— Ben ninniyi hatırlatırım, sen gökyüzünü.

Pofuduk hafifçe genişledi. Odanın içine pamuk gibi bir hava yayıldı. Maviş’in nefesi yavaşladı. Ama hâlâ gözleri açıktı.

— Henüz uyumak istemiyorsun, biliyorum, dedi Pofuduk.
— O zaman sana bir yolculuk anlatayım.

Pofuduk bir köprü gibi uzandı. Köprünün ucu Maviş’in kalbine, diğer ucu yıldızlara gidiyordu.

— Bak, dedi.
— Bu köprüden geçersek, Uyuyan Dünya’ya varırız.

Dodo şaşırdı.

— Uyuyan Dünya gerçek mi?

— Bebekler için gerçek, dedi Pofuduk.
— Büyükler unutmuştur ama bebekler hâlâ bilir.

Maviş’in göz kapakları biraz ağırlaştı ama hâlâ direniyordu. Tam o anda odanın köşesinden yumuşak bir ses geldi. Bu ses Gece Lambası Lilaya aitti.

— Ben de geliyorum, dedi Lila.
— Işığımı çok kısık yaparım.

Üçü birlikte Uyuyan Dünya’ya doğru yola çıktılar. Orada saatler yoktu, acele yoktu, yüksek ses yoktu. Her şey yavaş, her şey yumuşaktı.

Uyuyan Dünya’nın kapısında Minik Rüzgâr Fısfıs bekliyordu.

— Kim geliyor? diye sordu.
— Burası sadece sakin kalpler için.

— Bu bebek çok sakin, dedi Pofuduk.
— Sadece uykuya geçmekte zorlanıyor.

Fısfıs başını salladı.

— O zaman geçebilirsiniz. Ben esmeyeceğim.

İçeri girdiklerinde çimenler pamuktan, ağaçlar yorgan gibiydi. Kuşlar kanatlarını bile açmıyordu. Herkes gözlerini yarı kapalı tutuyordu.

Maviş burada kendini çok güvende hissetti.

— Burası sıcak, dedi Pofuduk.
— Kimse seni rahatsız etmez.

Dodo yavaşça sallanmaya başladı.

— Hatırlıyor musun Maviş, dedi.
— Annen seni kucağında sallarken böyleydi.

Maviş’in dudakları hafifçe kıpırdadı.

Lila ışığını biraz daha kıstı.

— Gözlerin yoruldu, dedi.
— Dinlenme vakti.

Pofuduk son bir kez fısıldadı.

— Uyumak, kaybolmak değildir.
— Uyumak, yeniden güçlenmektir.

Maviş’in gözleri kapandı. Nefesi düzenliydi. Kalbi sakince atıyordu.

Dodo gülümsedi.

— Başardık, dedi.
— O uyuyor.

Pofuduk yavaşça geri çekildi.

— Ben şimdi başka bir bebeğe gideceğim, dedi.
— Ama buradayken de buradayım.

Lila ışığını sabit tuttu. Oda sessizdi. Annesi içeri girdi, Maviş’e baktı, gülümsedi.

Pofuduk gökyüzüne dönerken son kez aşağı baktı.

— İyi uykular minik kalp, dedi.
— Gökyüzü hep seninle.

Ve o gece, dünya biraz daha yumuşak, biraz daha sessiz uyudu.

Yazıyı Paylaş: