İyi Geceler Aydede Masalı
Bir zamanlar, gökyüzünün en parlak ışıklarından biri olan Aydede, her gece çocukların uykusuna eşlik ederdi. Onun parıltısı, karanlığı korkutucu olmaktan çıkarır, yıldızlarla birlikte gökyüzünü süslerdi.
Ama bir gece… Aydede biraz hüzünlüydü. Bulutların arasına saklanmış, ışığını yaymak istemiyordu. Çünkü gökyüzünde yalnız hissediyordu.
Yeryüzünde ise küçük bir kız çocuğu vardı: Elif. Her gece uyumadan önce penceresini açar, Aydede’ye el sallardı. Ama o gece gökyüzünde Aydede’yi göremedi.
— “Anneee, Aydede nereye kayboldu? Ben her gece ona ‘iyi geceler’ derdim!” dedi Elif, üzgün gözlerle.
Annesi gülümsedi:
— “Bazen bulutların arkasına saklanır kızım. Ama merak etme, yine gelir.”
Elif yastığına başını koydu ama uyuyamadı. İçinde bir boşluk vardı. Aydede’ye veda etmeden uyumak istemiyordu.
Gece yarısı, Elif pencereyi tekrar açtı. Ellerini gökyüzüne doğru kaldırıp fısıldadı:
— “Aydede, neredesin? Ben seni özledim. İyi geceler demeden uyuyamıyorum…”
Birden bulutlar aralandı ve solgun bir ışık belirdi. İşte oradaydı! Aydede, biraz yorgun ve hüzünlü yüzüyle gökyüzünden ona baktı.
— “Küçük dostum… Sen beni gerçekten özledin mi?” diye sordu Aydede.
Elif heyecanla cevap verdi:
— “Tabii ki! Sen olmazsan gece karanlık olur, ben korkarım. Sen benim en parlak dostumsun.”
Aydede derin bir iç çekti:
— “Ben bazen kendimi çok yalnız hissediyorum. Hep gökyüzünde kalmak zorundayım. Siz çocuklar uyuyunca kimseyle konuşamıyorum.”
Elif başını salladı:
— “Ama ben seninle konuşuyorum işte! Hem belki başka çocuklar da seninle konuşuyordur.”
O sırada Elif’in küçük kardeşi Mehmet, uykusundan uyanıp pencereye geldi.
— “Abla, kiminle konuşuyorsun?” diye mırıldandı.
Elif gülümsedi:
— “Bak işte, Aydede bizimle konuşuyor.”
Mehmet gözlerini ovuşturdu, gökyüzüne baktı ve parıldayan yüzü gördü.
— “Vay canına! Gerçekten de konuşuyor. Merhaba Aydede!”
Aydede şaşırmıştı:
— “Siz benimle konuşunca kendimi daha az yalnız hissediyorum… Belki de çocukların sevgisi beni ayakta tutuyor.”
Elif heyecanla söyledi:
— “O zaman sana her gece iyi geceler diyeceğiz. Söz veriyorum!”
Mehmet de ekledi:
— “Ben de söz veriyorum. Hem yıldızları sayıp sana şarkılar söyleyeceğiz.”
Aydede’nin yüzü birden parladı, ışığı bütün odalarını aydınlattı.
Ama macera burada bitmedi. O gece Elif ve Mehmet uykuya daldığında kendilerini bambaşka bir yerde buldular. Bir rüyaydı ama çok gerçek gibiydi. Onlar gökyüzündeydi!
Yıldızların arasında süzülüyor, yanlarında Aydede vardı.
— “Hoş geldiniz küçük dostlarım. Benimle birlikte gökyüzünü gezmek ister misiniz?” dedi Aydede.
Elif coşkuyla bağırdı:
— “Evetttt!”
Mehmet ise heyecanla ellerini çırptı:
— “Hadi başlayalım!”
Yıldızların arasından geçtiler. Kayan yıldızlar onlara selam verdi, Samanyolu’nun parıltısı yol oldu.
— “Burası yıldız bahçesi,” dedi Aydede. “Her yıldız, bir çocuğun dileğini saklar. Siz de bir dilek dileyebilirsiniz.”
Elif gözlerini kapattı:
— “Ben dileğimi söylüyorum: Aydede hiçbir zaman yalnız kalmasın.”
Mehmet de düşündü:
— “Benim dileğim de… her gece bütün çocuklar huzurla uyusun.”
Aydede’nin gözleri parladı, sanki sevinçten ışığı daha da çoğaldı.
Bir süre sonra gökyüzünün uzak köşesinden bir ses geldi. Ağlayan bir yıldız vardı.
— “Neden ağlıyorsun küçük yıldız?” diye sordu Elif.
Yıldız hıçkırarak cevap verdi:
— “Kimse benim dileğimi seçmiyor. Hep parlamama rağmen beni görmezden geliyorlar.”
Mehmet hemen konuştu:
— “Ama biz seni görüyoruz! Sen çok güzelsin. Biz senin dileğini dinleyebiliriz.”
Yıldız utangaç bir şekilde parladı:
— “Benim tek dileğim, gökyüzünde parladığımda çocukların bana el sallamasıydı.”
Elif ve Mehmet gülerek ellerini salladılar:
— “Merhaba küçük yıldız! Seni çok seviyoruz.”
Yıldızın gözyaşları durdu, parıltısı daha güçlü oldu. Aydede mutlu bir gülümsemeyle onlara baktı:
— “Gördünüz mü çocuklar? Biraz sevgiyle herkes ışıldar.”
Zaman hızla geçti, rüya sabaha doğru sona erdi. Elif ve Mehmet yeniden yataklarında gözlerini açtılar. Ama odaları hâlâ biraz ışıldıyordu.
Pencereye koştular. Gökyüzünde sabahın ilk ışıkları vardı ama Aydede hâlâ görünüyordu.
— “Teşekkür ederim küçük dostlarım. Bana yalnız olmadığımı hissettirdiniz. Artık her gece daha parlak olacağım.” dedi Aydede.
Elif gözleri dolarak el salladı:
— “İyi geceler Aydede! Hep yanımızda ol!”
Mehmet de bağırdı:
— “İyi geceler dostum!”
Aydede gülümseyerek ufukta kayboldu. Ve o günden sonra her gece Elif ve Mehmet pencerelerini açıp gökyüzüne bakmayı hiç unutmadılar. Çünkü biliyorlardı ki… Aydede yalnız kalmıyordu.