Otobüs Tostos Masalı
Bir zamanlar, Renkli Diyar adında neşeli mi neşeli bir şehirde yaşayan bir otobüs vardı. Adı Tostos’tu. Tostos sarıydı, ama sadece sarı değil; farları maviye çalan, koltukları yeşil puantiyeli, direksiyonu ise gökkuşağı rengindeydi. En büyük hayali, Renkli Diyar'ın ötesine geçip, dünyayı gezmekti. Fakat Tostos bir türlü şehir dışına çıkamazdı. Çünkü o sadece okula giden çocukları taşımakla görevliydi.
Her sabah güneş doğarken Tostos uyanır, motorunu ısıtır ve okula giden çocukları duraklardan toplardı. Ama kalbi hep başka yerlerdeydi.
Bir sabah, durakta bekleyen minik Ada Tostos’a binerken fark etti ki, Tostos biraz dalgın.
“Tostos, neden suratın düşmüş?” diye sordu Ada.
“Ah Ada... İçimde bir tutku var. Hep aynı caddelerde gezmekten biraz sıkıldım galiba. Yeni yerler, yeni renkler görmek istiyorum.” dedi Tostos, bir iç çekerek.
Ada biraz düşündü. Sonra gözleri parladı.
“Biliyor musun Tostos, benim de bir hayalim var: Dağların ardındaki Gökkuşağı Ormanı’na gitmek! Belki birlikte gideriz!”
Tostos’un aynaları heyecandan titreşti.
“Ciddi misin Ada? Orası gerçek mi?!”
“Annem anlatmıştı, ama kimse oraya gitmemiş. Çünkü oraya giden yol sadece cesur yüreklerle açılırmış.”
Tostos'un kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.
O gün okuldaki tüm çocuklar Tostos’un isteğini öğrendi. Ve hemen bir plan yaptılar: Cumartesi günü, gizli bir yolculuk! Hepsi sabahın erken saatinde buluşup Tostos’la yola çıkacaklardı.
Cumartesi sabahı geldi. Tostos erkenden hazırlandı. Lastiklerine biraz daha hava bastı, aynalarını parlatıp yakıt deposunu doldurdu. Çocuklar birer birer geldiler. Hepsi heyecanlıydı.
Yolculuk başladı!
İlk durak, Şarkılı Vadiler’di. Orada ağaçlar şarkı söylerdi. Gerçekten! Tostos yoldan geçerken melodiler havada dans ediyordu.
“La la laaaa... Hoş geldin Tostos!” diye cıvıldadı bir ağaç.
“Ne güzel bir sesin var!” dedi Tostos neşeyle.
“Sen de rengârenksin! Sanırım Gökkuşağı Ormanı'na gidiyorsun. Doğru yol burası.”
Çocuklar alkışladı. Tostos’un içi mutlulukla doldu.
Ama sonra gökyüzü karardı. Kıskanç Bulutlar Vadisi’ne girmişlerdi. Oradaki bulutlar hep griydi ve güzel şeyleri kıskanırlardı. Tostos’un parlak rengi onları sinirlendirdi.
“Sen de kimsin böyle parıl parıl?! Neden herkes seni seviyor?” diye homurdandı bir bulut.
“Ben sadece çocukları mutlu etmek isteyen bir otobüsüm,” dedi Tostos.
Ama bulutlar fırtına çıkardı. Rüzgâr, yağmur, şimşek! Tostos'un silecekleri yetişemiyordu.
Ada öne koştu.
“Tostos, cesur ol! Bu sadece bir sınav. Gözlerini yoldan ayırma!”
Tostos direksiyonunu sıkı tuttu ve gaza bastı. Fırtınanın içinden geçtiler. Sonunda güneş tekrar yüzünü gösterdi. Çocuklar sevinçle bağırdı.
“Başardık!”
Yolda devam ederlerken bir çayıra vardılar. Çayırın ortasında ağlayan bir tavşan oturuyordu. Tostos hemen durdu.
“Ne oldu küçük tavşan?” diye sordu.
“Yolumu kaybettim ve ailemi bulamıyorum…” diye hıçkırdı tavşan.
Ada eğildi ve Tostos’a baktı.
“Tostos, yardım edelim mi?”
Tostos düşündü. Zaman daralıyordu, ama kalbi yardım etmek istiyordu.
“Elbette! Tavşanı ailesine kavuşturmalıyız. Yardım etmek, yolculuğun en güzel yanı.”
Birlikte tavşanın ailesini aramaya başladılar. Ormanlık bir alanda, büyük bir ağacın altında buldular. Tavşan ailesi Tostos’a sarıldı.
“Teşekkür ederiz Tostos. Sen gerçek bir kahramansın.”
Yolculuk devam etti. Sonunda, büyük bir tepenin ardında, gökyüzü sanki yere inmişti. Renkler dans ediyordu. Gökkuşağı Ormanı görünmüştü!
Tostos heyecandan kornasını üç kez çaldı:
“Bip bip bip! Burası orası!”
Ormana girdiklerinde her ağaç başka bir renkteydi. Yapraklar melodiler çıkarıyordu. Kuşlar, kelebekler ve konuşan çiçekler etraflarını sardı.
“Hoş geldin Tostos!” dedi mor bir çiçek.
“Seni bekliyorduk. Sen yüreği en renkli otobüssün!”
Tostos gözyaşlarını tutamadı. İlk defa ağladı, ama bu mutluluk gözyaşıydı.
“Ben… Ben sadece çocukları mutlu etmek istedim.”
“Ve başardın,” dedi Ada. “Sen hayalleri taşıyan bir otobüssün, Tostos!”
Gökkuşağı Ormanı’nda herkes eğlendi. O gün Tostos'un kapıları hiç kapanmadı. Herkes binmek, onunla tanışmak istedi.
Akşam olduğunda çocuklar eve dönmek üzere yola çıktı. Tostos’un deposu sevgiyle doluydu artık. Yorgundu ama çok mutluydu.
Ada yolculuk bittiğinde son bir kez başını cama dayayıp fısıldadı:
“Tostos… Bu sadece bir başlangıçtı, değil mi?”
“Evet Ada,” dedi Tostos. “Maceramız daha yeni başlıyor.”
Ve o günden sonra, Tostos sadece okul yolunda gitmedi. Renkli Diyar’ın kahramanı oldu. Her çocuğun kalbinde bir Tostos vardı artık: Cesur, neşeli ve kocaman bir kalbe sahip bir otobüs.