Okyanus Masalı

Mine Kaya 58 Okuma Süresi: 5 dk Çocuk Masalları
Okyanus Masalı

Bir varmış bir yokmuş… Gökyüzünün mavisini içine çekmiş, ufuk çizgisinin binbir hayali sakladığı engin bir okyanus varmış. İnsanların haritalarına göre adı “Sonsuz Deniz”miş ama orada yaşayan canlılar ona başka bir isim verirmiş: Kalp Okyanusu. Çünkü kim bu sulara girse, kendi içinin sesini duyardı.

Bu okyanusun kıyısında yaşayan 12 yaşındaki Mira, her gece dalgaların sesini dinleyerek uyurmuş. Dalgalar sabaha kadar kıyıya vurur, sanki birer hikâye taşırmış. Mira da içinden sorarmış:

Acaba okyanus bana bir gün bir sır anlatır mı?

Bir sabah güneş daha yeni doğarken, Mira suyun kenarına inmiş. Ayaklarının altında kumun serinliği vardı. Suyun yüzeyinde minik kabarcıklar parlıyordu. O sırada dalgaların arasından yüksekçe bir ses duyulmuş:

Hey! Dikkat et! Orası benim dalga yolu!

Mira irkilmiş, etrafa bakınmış. Kimse yokmuş.

Kim konuşuyor? diye fısıldamış.

Su bir anda kabarmış ve önünde parlak turkuaz renkte, gözleri boncuk gibi ışıldayan bir balık belirivermiş. Fakat bu sıradan bir balık değilmiş. Kuyruğu kristal gibi parlıyor, yanakları hafifçe ışıldıyormuş.

Ben konuşuyorum tabi ki! Adım Lira! demiş balık ve hızla bir tur atmış.

Mira şaşkınlıktan nefesini tutmuş:

Sen… sen konuşabiliyorsun!

Evet ama sadece kalbi okyanusa açık olanlar beni duyabilir. Seninki açıkmış! Buna sevindim.

Lira biraz yaklaşmış.

Mira, senden bir ricam olacak. Okyanusta bir şeyler yolunda değil. Renkler soluyor, akıntılar karışıyor. Sanki deniz üzgün.

Mira dizlerinin üzerine çökmüş:

Nasıl yani? Deniz üzgün olur mu?

Lira başını sallamış:

Okyanus bir canlı gibidir. Duyar, hisseder, hatta bazen konuşur. Ama bizden bir şey saklıyor. Bir fırtına geliyor. Hem de içten içe büyüyen bir fırtına. Hazırlıksız yakalanırsak… kötü olur.

Mira’nın içi burkulmuş:

Peki ben ne yapabilirim? Ben sadece bir çocuğum.

Lira kuyruğunu hızla sallayıp suyu ışıldatmış:

Çocuk olman kötü bir şey değil! Çocukların içi berraktır. Okyanus berrak kalbi olanlardan yardım ister. Eğer benimle gelirsen, seni Okyanus’un Kalbine götüreceğim. Orada gerçeği öğreneceğiz.

Mira bir an düşündükten sonra derin bir nefes almış. Bu okyanusu seviyordu. Okyanus da onunla konuşmuştu. Belki gerçekten yardım edebilirdi.

Tamam. Sana güveniyorum Lira. Gidelim.

Lira sevinçle dönmüş:

Harika! O zaman sıkı tutun!

Elbette Mira bir balığa tutunamazdı ama Lira’nın kuyruğundan yükselen ışık bir anda Mira’nın etrafını sarmış ve onu hafifçe suyun içine çekmiş. Mira suya batmadığını fark etmiş. Nefes alabiliyormuş!

Bu… imkânsız!

Okyanusun Kalbi yasaları böyle. Hazırsan yola çıkıyoruz! demiş Lira.

İkisi birlikte derinlere doğru inmeye başlamış. Sular koyulaşmış ama korkutucu değilmiş; daha çok bir masal perdesi açılıyor gibiymiş. Yolda renkli mercanlar, içlerinden müzik gelen kabuklar ve dans eden deniz yıldızları görmüşler.

Bir ara küçük bir kaplumbağa yanlarına yaklaşmış.

Hey Lira! Bu kız da kim? diye sormuş.

Lira gülümseyerek:

Bu Mira. Okyanus'u kurtarmaya geliyor.

Kaplumbağa gözlerini büyütmüş:

Cesurmuşsun! Umarım geç kalmadık. Şelale Mağarası’nda bir çatlak var. O çatlak büyürse… tüm denge bozulur.

Mira içten içe ürpermiş:

Nasıl bir çatlak? Neden oluyor?

Lira yavaşlamış.

Okyanus’un içine doğan bir gölge var. Ne olduğunu bilmeden onunla savaşamayız. O yüzden Kalp’e gitmemiz gerekiyor. Orada her şey açığa çıkar.

Yolculuk ilerledikçe sular garip şekilde titreşmeye başlamış. Birden yanlarından hızla geçen siyah bir gölge belirivermiş. O kadar hızlıymış ki yalnızca bir anlık çizgi gibi görünmüş.

Mira irkilmiş:

Bu neydi?!

Lira dalgalarını dikmiş, sesi titremiş:

Gölge Akıntısı… Yakında olduğunu bilmiyordum. Bu kötü. Çok kötü.

Bir ses suyun içinde uğuldar gibi yankılanmış:

Geri dönün… Geri dönün… Okyanus sizi kabul etmiyor…

Mira korkuyla Lira’ya bakmış:

Bu ses kimden geliyor?

Okyanus’un Kalbi değil… Bu başka bir şey. Bu… Kırık Akıntı’nın sesi.

Mira’nın kalbi daha hızlı çarpmaya başlamış ama geri adım atmamış.

Lira, devam edelim. Korkuyorum ama dönmeyeceğim. Eğer gerçekten bir sorun varsa çözmeliyiz.

Lira gözlerinde hafif bir hüzünle gülümsemiş:

Cesaretin dalgaları kıskandırıyor Mira. Tamam, ilerliyoruz.

Bir süre sonra sular açılmış ve büyük bir kubbe şeklinde, kristallerle kaplı bir alan belirivermiş. Burası Okyanus’un Kalbiymiş. Sanki dev bir kalp gibi ritmik olarak ışık saçıyor, her ışık yandığında su yumuşakça titriyormuş.

Ancak bir sorun varmış. Kalbin sol tarafı kararmış, çatlaklar etrafı sarmıştı.

Mira yutkunmuş:

Gerçekten… hasta gibi görünüyor.

Lira ağır bir sesle:

Bu çatlak, insanların unuttuğu şeylerden besleniyor. Merhamet, sevgi, paylaşma… Azaldıkça gölge büyüyor. Okyanus yalnız kalıyor.

Mira sessizce yaklaşmış, elini kristale dokunmuş. Tam o sırada çatlağın içinden gri bir sis yükselmiş ve uğultulu bir ses çıkmış:

İnsanlar unutur… Okyanus yorulur… Bırakın karanlık büyüsün…

Mira kendini geri çekmemiş.

Hayır! Herkes unutmaz! Ben unutmadım! Bu okyanus bize hayat veriyor, umut veriyor! Onu yalnız bırakamam!

Sis bir an duraksamış.

Sen… kim oluyorsun?

Mira güçlü bir nefes almış:

Ben Mira’yım. Küçüğüm ama yüreğim okyanusu seviyor! Ve senin yüzünden hiç kimse karanlığa mahkûm olmayacak!

O sırada Lira Mira’nın omzuna dokunmuş:

Mira… Kalbi iyileştirmek istiyorsan, ona sıcak duygularını vermelisin. Sevgi ve umutla konuş. Bu okyanus sözlerini duyar.

Mira gözlerini kapamış. İçindeki bütün teşekkürleri, bütün hayranlığı, bütün umutları düşünmüş. Sonra çatlağa doğru konuşmuş:

Okyanus… Ben senin dalga sesinle büyüdüm. Korkularımı suya anlattım. Mutluluğumu köpüklerde buldum. Sen kararmayı hak etmiyorsun. Sana iyi gelen ne varsa, hepsini sana geri veriyorum.

Kalp bir anda parlak bir ışıkla sarsılmış. Işık çatlaklara dolmuş. Gri sis haykırmış:

Bu sıcaklık… Bu… ışık… Dayanamam!

Sis eriyip yok olmuş.

Kristal kubbe yeni doğmuş gibi parıldamış. Kalp tekrar ritmini bulmuş.

Lira sevinçle dönmüş:

Başardın Mira! Okyanus yeniden nefes alıyor!

Ansızın kubbenin içinde derin ve güçlü bir ses yankılanmış:

Mira… minik kalpli çocuk… Cesaretin için teşekkür ederim. Bu okyanus artık senin dostundur.

Mira gülümseyerek suyun yüzeyine doğru baktı.

Ben de hep senin yanında olacağım.

Sonra Lira’ya dönmüş:

Peki şimdi ne olacak?

Lira kuyruğunu coşkuyla sallamış:

Şimdi okyanus şifa bulacak. Ama en önemlisi… İnsanlara bu masalı anlat. Onlar da hatırlasın: Okyanus bir su kütlesi değil… bir kalptir.

Mira, kıyıya döndüğünde güneş tamamen yükselmişti. Dalgalar hafifçe gülüyor gibiydi.

Ve o günden sonra, Mira ne zaman denize baksa suyun içinden tanıdık bir ses duyarmış:

Miraaa! Unutma, kalpler bağlı kalınca okyanus hep parlar!

Her çocuk gibi Mira da büyümüş, ama okyanusun ona söylediği tek şeyi hiç unutmamış:

Bir kalp iyileşirse, bir okyanus aydınlanır.

Yazıyı Paylaş: