My Melody Masalı

Mine Kaya 255 Okuma Süresi: 4 dk Çocuk Masalları
My Melody Masalı

Gökyüzünün pamuk şekerine benzediği, rüzgârın gül koktuğu, bulutların ise oyun oynamayı çok sevdiği bir diyarda küçük, sevimli bir tavşan yaşarmış: My Melody.
Kafasında her zaman pembe başlığı, yüzünde kocaman bir tebessümüyle tanınırmış. Her sabah, güneşin ilk ışıkları ormanın yapraklarına düşerken, My Melody kuşlarla birlikte uyanır, dostlarına “günaydın” demeden asla kahvaltıya oturmazmış.

O sabah ormanda bir garip sessizlik varmış. Kuşlar cıvıldamıyor, çiçekler bile biraz solgun görünüyormuş. My Melody, kalbinin ortasında bir endişe hissetmiş.

Ne oluyor burada? demiş kendi kendine.
Bu sessizlik bana hiç iyi gelmiyor.

Evinin önündeki küçük patikadan çıkıp ormanın merkezine doğru yürümüş. Normalde her sabah onu gören kelebekler çevresinde döner, sincaplar ona el sallar, tavşan dostları “Günaydın Melody!” diye bağırırmış. Ama o gün… hiç kimse ortada yokmuş.

Bir süre sonra, büyük meşe ağacının altına geldiğinde, küçük dostu Kuririn’i görmüş. Kuririn, titreyen kuyruğuyla ağacın dibinde oturuyormuş.

Kuririn! Buradasın! Ne oldu, neden herkes saklanıyor?
Melody! Korkunç bir şey oldu! demiş Kuririn. Gökyüzü Koruyucusu rüzgârını kaybetti!

My Melody şaşkınlıkla gözlerini açmış.
Ne demek kaybetti? Rüzgâr nasıl kaybolur ki?

Kuririn derin bir nefes almış.
Rüzgâr olmazsa çiçekler tozlaşamıyor, kuşlar uçamıyor, bulutlar hareket etmiyor. Her şey yavaş yavaş duracakmış!

My Melody hemen karar vermiş.
O zaman rüzgârı bulmamız gerekiyor. Kimseyi böyle üzgün bırakamayız.

Kuririn biraz korksa da başını sallamış.
Ama Melody, rüzgâr kaybolduktan sonra Orman Geçidi karanlığa gömüldü. Kimse oradan sağ çıkamadı diyorlar…
O zaman ben giderim. demiş Melody kararlı bir sesle. Sen burada kal, herkesi sakinleştir. Ben rüzgârı geri getireceğim.

Kuririn’in gözleri dolmuş.
Cesursun Melody. Ama dikkatli ol. Karanlıklar orada seni deneyecek.

My Melody küçük bir çantasına birkaç havuç, bir elma ve büyükannesinden kalan pusulasını koymuş. Pusula her zaman doğru yolu gösterirmiş — ama sadece kalbi temiz olanlara.

Ormanın derinliklerine ilerledikçe renkler solmuş, hava ağırlaşmış. Çiçekler başlarını eğmiş, nehir sessizleşmiş. Melody’nin kalbi biraz ürpermiş ama geri dönmeyi hiç düşünmemiş.

Bir süre sonra karşısına uzun, simsiyah tüyleri olan bir karga çıkmış.
Dur orada küçük tavşan! demiş karga tiz bir sesle. Rüzgârı arıyorsan, bedelini ödemelisin!
Bedel mi? Ben sadece arkadaşlarıma yardım etmek istiyorum.
İyi niyet yetmez, cesaret gerek. Bana en değerli eşyandan birini ver, geçmene izin vereyim.

My Melody çantasını açmış. Büyükannesinin pusulasına bakmış.
Kalbi sıkışmış ama biliyormuş ki bazı şeyler paylaşıldığında daha anlamlı olur.
Bu pusula bana yol gösterdi, şimdi senin elinde doğru yolu bulsun.

Karga şaşırmış, sonra kıs kıs gülmüş.
Kimse bana daha önce iyilikle yaklaşmadı. Geçebilirsin küçük tavşan. Ve… sana bir sır vereyim. Rüzgârı Kuzey Dağı’nda zincirlemişler. Ama onu koruyan biri var: Fırtına Tilkisi.

My Melody teşekkür etmiş ve yoluna devam etmiş.
Yol uzadıkça hava daha da kararmış. Bulutlar alçalmış, gök gürültüsü uzaklardan yankılanmış.
Sonunda Kuzey Dağı’nın eteklerine vardığında bir mağara görmüş. Mağaranın girişinde dev bir tilki yatıyormuş. Gözleri alev gibi parlıyormuş.

Kim orada? diye kükremiş Fırtına Tilkisi.
Ben My Melody. Rüzgârı geri almak istiyorum. Çünkü orman onsuz ölüyor.
Rüzgâr benim gücüm. Onu serbest bırakmak demek benim varlığımın sönmesi demek!

My Melody derin bir nefes almış.
Ama senin gücün paylaşmakta gizli olabilir. Rüzgâr geri dönerse herkes nefes alabilir. Sen de kahraman olursun.

Tilki bir an duraksamış.
Kahraman mı? Ben bir canavarım.
Hayır. Her canavar, birinin hikâyesinde kahraman olabilir.

Tilkinin gözleri yumuşamış.
Senin kalbin temiz. Ama seni sınamak zorundayım.

Gökyüzü aniden aydınlanmış, güçlü bir fırtına kopmuş. Melody ayakta zor duruyormuş. Tilki rüzgârı hortum gibi etrafında döndürmüş.
Vazgeçmek ister misin, küçük tavşan?
Asla! Çünkü arkadaşlarım bana güveniyor. Onları hayal kırıklığına uğratmam!

Rüzgâr Melody’nin etrafında çılgınca dönerken, o kollarını açıp hayali dostlarını düşünmüş. Kuririn, çiçekler, kelebekler…
Birden pusula parlamış! Evet, kargaya verdiği pusula — ama şimdi gökyüzünde bir ışık gibi dönüyormuş. Işık rüzgârı delip geçmiş, Tilki’nin zincirlerini kırmış.

Tilki geri çekilmiş, nefes nefese kalmış.
Senin kalbindeki iyilik… rüzgârı bile özgür bıraktı.
Rüzgâr dans edercesine dağın etrafında dönmüş, sonra ormana doğru esmeye başlamış. Çiçekler yeniden açmış, kuşlar sevinçle ötüşmüş.

My Melody’nin gözlerinden sevinç yaşları süzülmüş.
Teşekkür ederim Fırtına Tilkisi. Artık herkes yeniden nefes alabilecek.
Tilki başını eğmiş.
Ben teşekkür ederim, küçük kahraman. Artık ben de özgürüm.

My Melody ormana döndüğünde herkes onu alkışlamış. Kuririn koşup boynuna sarılmış.
Biliyordum başaracağını!
Bu, sadece benim başarım değil. Hepimiz birlikte iyileştik. demiş Melody gülümseyerek.

O günden sonra rüzgâr her estiğinde My Melody’nin sesi duyulmuş:
Paylaşmak, en büyük cesarettir!

Ve rüzgâr, ormanın kalbine her dokunduğunda, bir kahramanın adını fısıldamış:
My Melody.

Ve masal burada bitmiş.
Ama o rüzgâr… hâlâ esiyormuş.

Yazıyı Paylaş: