Kepçe Masalı

Mine Kaya 1053 Okuma Süresi: 3 dk Araba Masalları
Kepçe Masalı

Bir zamanlar, dağlarla çevrili küçük ve sevimli bir kasaba varmış. Bu kasabanın en çalışkan yardımcısı, parlak sarı rengiyle ışıldayan bir kepçe makinesiymiş. Onun adı Kepçik’miş.

Kepçik her gün erkenden uyanır, şantiyelere gider, yollar açar, çocuklara oyun alanları yaparmış. İnsanlar onu çok severmiş ama yine de akşam olduğunda herkes evine çekilir, garajlar kapanır, sokaklar sessizleşirmiş. İşte o anlarda Kepçik’in kalbi biraz hüzünle dolarmış. Çünkü o da bir dost, bir arkadaş istermiş.

Bir gece yıldızlara bakarken içinden şöyle geçirmiş:

— "Keşke benimle konuşacak, oyun oynayacak bir arkadaşım olsa. Yalnız olmak çok zor."

Bir sabah kasaba gökyüzü kararmış, rüzgâr uğuldamış. Korkunç bir fırtına başlamış. Yağmur o kadar hızlı yağmış ki, kasabanın ortasındaki dere taşmış. Yollar çamurla kapanmış, köprü çökmüş. İnsanlar evlerinden çıkamaz olmuş.

Kasaba meydanında toplanan halk çaresizce konuşuyormuş.

Kasaba Başkanı: “Ne yapacağız? Çocuklar okula gidemiyor, hastamız doktora ulaşamıyor. Yollar kapandı!”

Bir Teyze: “Kepçik olmadan yapamayız. O bizim en güçlü yardımcımız.”

Bunu duyan Kepçik hemen öne çıkmış.

Kepçik: “Endişelenmeyin! Ben buradayım. Yolları açarım, köprüyü onarırım. Sizi yalnız bırakmam.”

Kasaba halkı umutla ona bakmış ama bazıları şüpheliymiş.

Yaşlı Adam: “Kepçik, sen çok güçlüsün ama tek başına bu iş imkânsız. Fırtına çok büyük zarar verdi.”

Kepçik kendinden emin bir sesle cevap vermiş:

Kepçik: “Tek başıma başlamam yeterli. Yeter ki siz bana inanın!”

Çocuklar sevinçle bağırmış:

Çocuklar: “Hadi Kepçik! Sen yaparsın, biz sana güveniyoruz!”

Kepçik işe koyulmuş. Önce yollardaki çamurları kepçesiyle bir kenara itmiş. Saatlerce hiç durmadan çalışmış. Tam bitkin düşmek üzereyken, yanına eski dostu Kamyon gelmiş.

Kamyon: “Hey Kepçik! Seni yalnız bırakır mıyım? Hadi, taşları ben taşıyayım, sen yolu aç.”

Kepçik: “Çok sevindim! Seninle işler daha hızlı ilerleyecek.”

İkili gece gündüz çalışmış. Yolların büyük kısmı açılmış ama en büyük sorun hâlâ çözülmemiş: köprü yıkılmış.

Karşı tarafta insanlar mahsur kalmış, bir anne çocuğunu kucağında sallıyor, yardım istiyormuş.

Anne: “Yardım edin! Çocuğum hasta, doktora götürmem lazım!”

Bu sözler Kepçik’in kalbini sızlatmış.

Kepçik: “Korkmayın! Köprüyü yeniden kuracağız.”

Ama köprü yapmak çok zor bir işmiş. Kepçik düşüncelere dalmışken yanına başka makineler gelmiş:

Vinç: “Köprünün ağır parçalarını ben kaldırırım!”
Beton Mikseri: “Ben beton dökerim, sağlamlaştırırım!”
Kamyon: “Ben de malzemeleri taşırım!”

Kepçik heyecanla gülümsemiş.

Kepçik: “Harikasınız! Hep beraber başaracağız.”

Böylece makineler el ele vermiş. Vinç ağır kirişleri kaldırmış, Kepçik zemini kazmış, Beton Mikseri beton dökmüş, Kamyon ise malzemeleri taşımış. İnsanlar da onlara yiyecek ve su getirmiş. Herkes omuz omuza vermiş.

Bir çocuk sevinçle bağırmış:

Çocuk: “Bakın! Kepçik artık yalnız değil! Onun dostları var!”

Günler süren çalışmanın ardından yeni köprü yavaş yavaş yükselmeye başlamış. Çalışma sırasında herkes yorulsa da birbirlerine moral vermeyi unutmamış.

Bir gece, herkes dinlenirken Kepçik gökyüzüne bakmış ve içinden fısıldamış:

“Artık yalnız değilim. Gerçek dostluk, en zor zamanlarda ortaya çıkıyor.”

Sabah olduğunda köprü neredeyse bitmiş. Halk heyecanla kenardan izliyormuş.

Kasaba Başkanı: “Biraz daha! Hepiniz çok iyi gidiyorsunuz!”

Son beton da dökülüp kuruduğunda, köprü yeniden ayakta durmuş. İnsanlar sevinçle alkışlamış.

Anne: “Teşekkürler! Sayenizde çocuğum doktora gidebilecek.”

Kepçik: “Biz birlikte başardık. Güçlü olan kepçem değil, dostluğumuzdu.”

Kasaba yeniden güvenli hale gelmiş. Çocuklar oyun alanlarında koşarken, makineler artık sadece iş arkadaşı değil, aynı zamanda dost olmuşlar. Kepçik’in yüzü parlıyormuş. Artık yalnız değilmiş.

Gece olduğunda yıldızlara bakarken şöyle demiş:

Kepçik: “Artık gökyüzüne yalnız bakmıyorum. Çünkü kalbimde dostlarım var.”

Ve o günden sonra, Kepçik sadece güçlü bir kepçe makinesi değil, dostluğun sembolü olmuş.

Yazıyı Paylaş: